Kamp Yapmanın Faydaları
Oksijene doyarsınız
Evet, doğanın içine gittiğimizde hepimizin de tahmin edeceği üzere hava çok daha temiz ve oksijeni bol olacaktır. Ciğerlerimiz bir nefes alacak kanımız temizlenecek vücudumuz kendine gelecektir. Yani beyine oksijen gidecektir.
Gürültüden kurtulursunuz
Gürültünün ne demek olduğunu öğrenirsiniz. Şehrin karmaşasından, keşmekeşinden kaçmış olursunuz. Korna sesleri, bangır bangır çalan saçma sapan müzikler, insan sesleri… Kısacası şehir ve kalabalık gürültüsünden kaçıp bir sakinliğe ulaşırsınız.
Doğanın renklerine doyarsınız
Şehrin grisinden kurtulursunuz, içiniz açılır. Evet özellikle bu konuda da bir aydınlanma yaşayacağımızı düşünüyorum. Zamanında okuduğum bilimsel araştırmalara göre yeşil rengi bizler için çok iç açıcı ve rahatlatıcı bir renkmiş, tıpkı akvaryumu izlemek gibi. Ofis ve çalışma ortamınızda bu tarz yeşillikler veya akvaryum bulundurursanız faydasını göreceğiniz kesin.
Biyolojik saatiniz yenilenir
Vücudumuzun doğal ritmine kavuşuruz. Kendine gelir ve doğal olmayan her şeyin bizler üzerindeki etkisi kaybolmaya başlar ve bir yenilenme sürecine gireriz. Doğal düzenimize ulaşırız. Böylece dış etkilerden kaynaklı problemlerde de bir azalma yaşanır.
Doğal terapi
Kafamız rahatlar. Ya daha iyi düşünürüz ya da tüm düşüncelerden uzaklaşır ve beynimizi rahatlatırız, demek istediğim oturup saatlerce dağları, ağaçları veya denizi izleyin başka hiç bir şey yapmadan. Çok iyi geleceğine eminim. Varoluşsal sorgulamalara girebilirsiniz, girmeyin bence.
Ekranlardan kurtuluruz
Telefon, bilgisayar,tablet ve televizyon gibi elektronik cihazların ekranlarından ve gözlerimize verdikleri zararlarından kurtulmuş oluruz. Yapay ışıklar ayrıca uyku düzenimizi etkiler, gerekli uyku getirici salgıların ortaya çıkmasını engeller.
Doğa ile olan ilişkilerimiz güçlenir
Doğa bilincimiz artar. Doğadan geldik ama ona gitmediğimiz kesin. Bu yüzden ne kadar sık doğanın içinde bulunursak o kadar koruma bilincimizin artacağını düşünüyorum. Umarım doğayı talan etmediğimiz, hayvanların yuvalarını yıkmadığımız güzel günler de görürüz. Ayrıca doğa ile mücadele etmememiz gerektiğini, ona uyum sağlamamız gerektiğini öğrenmiş oluruz.
Stressiz yaşam deneyimi
Bu aslında benim için çok önemli. Düşünüyorum ama doğanın içinde bizlere stres yaşatacak bir şey var mı bulamıyorum. Sanırım en fazla bir ayıyla karşılaşmak olabilir ki zaten bu hayvanlar bizden çok korkuyor, zorlamadıkça saldıracaklarını, peşimize düşeceklerini sanmıyorum. Ki ülkemiz de zaten Yellowstone ulusal parkı değil ki oradan buradan ayı çıkacak diye korkalım. Bu yüzden doğada stres yaratacak bir şey bulamıyorum ki bizler için muhteşem bir şey.
Daha iyi bir uyku
Evet, doğadaki uykunun bir başka olduğu kesin. Zaten vücudumuz da doğanın seyrine alıştığı zaman ne az uyudum ne çok uyudum derdi kalıyor. Ben Karadeniz dağlarında o kadar efor sarf ettiğim zaman, herhangi bir dereye, nehre girip çıktıktan sonraki uykunun tadını hiç unutmuyorum. Sabah 7-8 gibi uyanırdım ve o kadar harekete rağmen gram uykusuzluk veya yorgunluk olmazdı.
İlhama, yeni düşüncelere sebep olması
Dediğim gibi ya düşüncelerden, her şeyden uzaklaşırsınız ya da başka, yepyeni şeyler aklınıza gelir. Bildiğim kadarıyla bunu özellikle bazı gruplar yapıyor. Dream Theater’ın da albüm öncesinde uzun bir süre özel bir dağ evinde çalışmalar yaptığını biliyorum. Bu yüzden doğa aynı zaman büyük bir ilham kaynağı olabilir.
Kamp ateşini izlemek
Yani bunun kadar insanı dinlendiren, insanın kafasını alıp götüren şey azdır diye düşünüyorum. Şahsen kamplarda ateş ve odun işi hep bendedir. Millet gel uğraşma der ama yok beni müthiş dinlendiren bir şeydir. Matı serip saatlerce ateşi izlemek ve sesini dinlemek çok acayip bir şey. Herkese kesinlikle öneririm.
Doğal egzersiz yapmak
Bana kalırsa doğada yaptığımız her şey bir egzersiz sayılabilir. Sonuçta arabayla gidip indiğiniz yere kurduğunuz kamptan bahsetmiyorum. Biraz çantayla yürüyüp uygun bir yer bulup yaptığınız kamptan bahsediyorum. Sonrasında yaptığınız doğa yürüyüşünden, ufak gezintilerden hatta ateş için odun kırmaktan bahsediyorum. İşte bunlar hep hareket hep egzersiz
Maddiyatın anlamsızlığı
Maddiyatın ne kadar anlamsız olduğunun farkına varırız. Hatta ne parası ya diyebiliriz. Doğada parayı ne yapabiliriz ki. Ağaca meyvesi için para mı vereceğiz, bir sulasak yeter. Veya suyu içtiğimiz akarsuya para mı vereceğiz, temiz tutsak yeter. Bu örnekler arttırılabilir. O yüzden sanırım doğada ne parası ya diyebiliriz.
Azla yetinmeyi öğreniriz
Evet, sanırım yiyecek ve içecek hesaplamaları aslında ne kadar az ile yetineceğimizi gösterebilir. Sabah, öğle ve akşam yemek işlerini halletmek aslında bu kadar yeterli miymiş ya dedirtebilir. Sanırım bu eko kapsüller de tam bu iş için.
Hayatımızı düşünürüz
Gelecekte ne yapmak isteyeceğimizi düşünebiliriz. Şehrin ortasında karmaşada mı yaşamak istiyorum yoksa doğanın içinde kendine yetebilen, sürdürülebilir bir yaşam mı. İşte bunların hepsi akla gelir. Ve gerisi hakkında planlar yaparız.
Çocuklar doğa ile tanışır
Günümüzde aslında müthiş derecede önemli bir şey bu. Çünkü şimdilerde çocuklar ne mahalle kültürü biliyorlar ne de bir tepede evden alınan patatesleri közlemeyi. Varsa yoksa televizyon, bilgisayar, tablet ve telefon. Gerçekten doğa ile olan ilişkilerini güçlendirmek şart.
Eminim sizler de kendi gözlemlerinizle kamp yapmanın faydalarını yaşamış ve görmüşsünüzdür. Bunları bizlerle paylaşırsanız seviniriz.